Küçük Sırlar Fan
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Doktor Fıkraları

3 posters

Aşağa gitmek

Doktor Fıkraları Empty Doktor Fıkraları

Mesaj tarafından lord35 Cuma 06 Ağus. 2010, 04:44

DOKTOR FIKRALARI

Doktor Hasta ilişkilerinin ülkemizde nasıl işlediğini hepimiz biliyoruz.zaten rutin akışı bile bazen gülümsetiyor. Bunun fıkra unsuru ile birleşmesiyle birlikte ortaya gülme garantili fıkralar çıkmaktadır.Doktor ve hastaların fıkraları ilginç olaylar silsilesini sizlere sunuyoruz.

GÖZ DOKTORU:
Göz doktoru: - Şu tablodaki harfleri okur musunuz? Cafer: - Siz bana okur musunuz? Benim gözlerim bozuk da..

MORG:
(Ambulansta...) - Doktor beni nereye götürüyorsunuz? - Morga. - Ama ben daha ölmedim ki?! - Olsun biz de daha gelmedik zaten...

ANAM AĞLADI:
Adam evinin merdivenlerinden çıkarken düşüp, bacağını dört yerinden kırmıştı. Hemen hastaneye kaldırılmış, doktor bacağı boydan boya alçıya almış ve: - "Beyefendi bundan sonra daha dikkatli olun, en azından alçınız çıkana kadar merdivenlerden inmek çıkmak yok", demişti. Üç ay sonra kırıklar kaynamış, alçı çıkarılmıştı. Adam bu arada doktora: - "Doktor bey artık merdivenlerden inip çıkabilir miyim?" diye sormuş, doktor da: - "Tabii, ancak yine de bir süre daha dikkatli olmalısınız", demişti. Adam doktorun bu cevabı üzerine sevinçle bağırmış: - "Oh be şükürler olsun, üç aydır eve su borusundan tırmanarak girip çıkmaktan anam ağlamıştı."

24 SAAT:
Doktor hastasını telefonla arar ve hastasına bir kötü; bir de çok kötü haberi olduğunu söyler. Daha sonra "ilk önce hangisini söylememi istersiniz" diye sorar. Hasta ilk önce kötü haberi duymak istediğini söyler. Doktor hastaya "Tahlillerinizi aldım ve ne yazık ki 24 saat ömrünüz kaldı." der. Hasta yıkılmıştır. Doktora sorar "Daha kötü haber ne olabilir ki?" Doktor: "dünden beri sizi arıyorum ama telefonunuzu daha yeni düşürebildim."

ÇEKİCİ KADIN:
Çekici bir genç kadın, çok zayıf bir bebeği doktora kontrole götürür. Bebeğe bakan doktor: - "Bu çocuk iyi gıda almıyor", der ve kadına dönerek: - "Lütfen soyununuz", diye rica eder. Soyunan kadının göğüslerini iyice kontrol eden doktor: - "Düşündüğüm gibiymiş hanımefendi" der, "sizin hiç sütünüz yok." Kadın: - "Tabi olmaz doktor bey", der. "Ben çocuğun teyzesiyim..."

ÜZGÜNÜZ:
Doktorun biri hastasının yanına gelir ve konuşmaya başlar: - "Size bir iyi, bir de kötü haberim var. Önce kötü haberi söyleyeyim isterseniz... Hmm, maalesef yanlış bacağınızı kesmişiz. Çok üzgünüz. Ama iyi habere sevineceksiniz! Öteki bacağınız iyileşiyor."

DOĞUM UZMANI:
Bir adam; kadın doğum uzmanıymış, ancak mesleğinden sıkılmış ve araba tamircisi olmaya karar vermiş. Bunun için gidip dersler almış; sınavı 100´le bitirip tamirci olması gerekiyormuş. Adam sınava giriyor, çıkıyor bir bakıyorlar ki 150 almış sınavdan. Herkes şoka giriyor nasıl olur diye. Puan veren hocalara toplayıp soruyorlar: "Nasıl 150 aldı?" Hoca da anlatmaya başlamış: "Önce bujileri değiştirdi sonra motor´a rektifiye yaptı sonra da karbüratorü dağıtıp temizledi ve son olarak da vites kutusunu dağıtıp topladı", diye açıklama yapmış. Diğer hocalar: - "Ee 150 almayı gerektirecek durum nedir? Diğer öğrenciler de bunu yapıyorlar", deyince hoca da: - "iyi de tüm bunları egzozdan yaptı" diye cevap vermiş.

MÜJDE:
Ameliyathane kapısında dört dönen adama, hemşire müjdeyi vermiş: - "Beyfendi bir oğlunuz oldu!" Adam sevinçle haykırmış: - "Yaşasın, ismi Çetin olacak, oğlum benim!" Hemşire biraz yüzünü ekşiterek adamın yanına gelmiş ve: - "Ancak Çetin´in bir kolu yok", demiş. Adam üzülerek: - "Olsun ben Çetin´im için herşeyi yaparım, onu gösterin bana", demiş. Bunun üzerine hemşire: - "Ama Çetin´in diğer kolu da yok", demiş. Adamın afallaması sürerken hemşire sayıvermiş: - "Ve Çetin´in bacakları da yok , üstüne üstlük gövdesi de yok..." Adam dayanamamış: - "Yeteeer, Çetin´imi gösterin bana" diyerek ameliyathaneye dalıvermiş. Ameliyat masasının başına geldiğinde bir bakmış ki Çetin sadece bir gözden ibaret. Adam dumura uğramış bir halde: - "Çetin´im Çetin´im" diyebilmiş. Bunun üzerine ameliyatı yapan doktor adama yaklaşmış elini omzuna atarak: - "Beyfendi Çetin sizi göremez, o maalesef kör", demiş..

KOLLARIMI KIRIN:
"Doktor, ne olur bana yardım edin?" "Neyiniz var?" "Bir aydır her gece aynı korkunç rüyayı görüyorum. Yatağıma uzanmışım ve bir anda 5 tane kadın üstüme saldırıyorlar, üstümdekileri parçalıyorlar!" "Peki siz ne yapıyorsunuz o anda!" "Onları itiyorum!" "Anlıyorum. Peki ben nasıl yardımcı olabilirim?" "Kollarımı kırın!!"

ÖKSÜRÜK:
Adamın biri çok kuvvetli öksürüyormuş, doktora gitmiş derdini anlatmış. Doktor da adama yanlışlıkla öksürük ilacı yerine müshil ilacı vermiş ve demiş ki: - "Bir hafta boyunca yemeklerden sonra iç ve yanıma gel." Adam bir hafta sonra gelince doktor: - "Öksürüğün nasıl oldu?", deyince adam da: - "Cesaret edip de öksüremiyorum ki!"

PSİKOLOG:
Psikolog karşısındaki sinir hastası bir genci teste tabi tutmaktadır. Kağıt üstüne bir dikdörtgen çizip: - "Bu size neyi hatırlatıyor?" diye sorar. Hasta: - "İçinde kadın bulunan bir yatağı", diye cevap verir. Arkasından psikolog kağıda büyükçe bir kare çizer. Hasta, bu kez: - "İçi kadın dolu bir oda", der. Derken, çok büyük bir dikdörtgen çizdiğinde, hasta bu sefer de: - "Bu da içi kadın dolu bir ev", deyince psikolog dayanamaz: - "Tamam beyefendi", der. "Siz bir kadın budalasısınız" Ama psikolog daha lafını bitirmeden, hasta bağırır: - "Ne, ben mi? Aslında sen kadın budalasısın be! Sabahtah beri bana terbiyesiz resimler çiziyorsun.."

RESSAM:
Doktor, ünlü bir ressam olan arkadaşını ziyarete gitti. Ünlü ressam, son olarak yaptığı hasta bir adamtablosunu doktor arkadaşına gösterip: - "Eee, söyle bakalım fikrin ne?", diye sordu: Doktor tabloya tekrar bakıp cevap verdi: - "Merak edilecek bir şey yok. Sadece üşütmüş, o kadar..."

AH BE DOKTOR:
Diş hekiminin odasına giren genç ve güzel kadın: - "Ah doktorcuğum", dedi. "Bu dişi çektirmektense, çocuk doğurmayı tercih ederim." Doktor: - "Öyleyse koltuğun ayarını yapmadan önce kararınızı verin."

DOKTOR HEMŞİRE:
Bir doktor, hemşiresi ile buluşmalara başlar. Bu buluşmalardan kısa bir süre sonra, hemşire gelir ve hamile olduğunu söyler. Fakat doktor, bu olayı karısının duymasını istemediğinden, hemşireye bir miktar para verir; İtalya´ya gitmesini ve çocuk doğana kadar orada kalmasını ister. Hemşire, "Bebeğin doğdugunu sana nasıl haber vereceğim?" diye sorar. Doktor da; "Bana hemen bir kart gönder ve arkasına "spagetti" diye yaz. Ben durumu anlarım. Başka bir açıklama yapmana gerek yok" der. Hemşire parayı alır ve uçağa binip İtalya´ya gider... Altı ay kadar sonra, bir gün doktorun karısı evden arar ve doktora: - "Sevgilim, bugun postadan senin adına İtalya´dan postalanmış ilginç bir kart geldi. Fakat ne anlama geldiğini anlayamadım..." der. - "Peki karıcığım, ben akşama eve gelince sana gerekli açıklamayı yapacağım" der doktor ve telefonu kapatır. O akşam doktor eve geldiğinde; kartı alır okur ve kalp krizinden olduğu yere düşer. Acil yardım ve tibbi mudahelelerin sonunda doktor kendine gelir ve biraz rahatladıktan sonra acildeki doktorlar adamın elinde hala sıkı sıkıya tuttuğu kartı alır ve okurlar... "Spagetti, spagetti, spagetti, spagetti... İkisi sosisli; ikisi sade!"

KAPIMI BOYA:
Meşhur ressam Whistler. Bir gün gene meşhur kulak burun boğaz hastalıkları uzmanı Sir Morell Mahenzie´yi acele evine çağırtmıştı. Doktor eve geldiğinde Whistler´in köpeğini muayene etmek için çağırılmış olduğunu anladı. Fakat hiçbir şey belli etmeden köpeği muayene etti ve ücretini aldı, çıktı gitti. Birkaç gün sonra da doktor Whistler´i çok acele evine çağırttı. Ressam soluk soluğa içeri girdiği zaman, doktor sakin bir şekilde: - "Hoş geldiniz. Mr.Whistler." dedi. "Size sokak kapımı boyatmak istiyordum da!"

TIPATIP:
Doktor: - "Niçin kötüleştiğinizi bir türlü anlamıyorum. Sözlerimi dinlediniz ve günde en fazla yarım paket mi sigara içtiniz?" - "Evet tıpatıp uyguladım." dedi hasta. Doktor: - "O halde." Hasta: - "Ama bugüne kadar hiç sigara içmedim ki."

150 FRANK:
Mösyö Dupont´la karısı diş hekimine gittiler. Dupont sordu: - "Kaç paraya diş çekiyorsunuz?" - "İğne yaparsam 150 frank, yapmazsam 100 frank." Dupont hemen karar verdi: - "İğne istemez." Dişçi: - "Aferin çok cesursunuz." - "Ona ne şüphe" Sonra karısına döndü: - "Hadi karıcığım, otur koltuğa ve aç ağzını."

CEMAL-TEMEL:
Doktor Temel, Cemal´in karısını muayene etmiş: - "Karın ya bunuyor ya da AIDS." - "Nasıl anlayacağız?" - "Ankara´ya götür bırak, kendi kendine donecek olursa onunla yatağa girme."

ERKEN BOŞALMA:
Adamın biri doktora gitmiş: - "Doktor bey benim erken boşalma sorunum var..." Doktor: - "Oooo. Ne kadar iyi, benim de zaten fazla zamanım yoktu!"

FEVKALEDE:
Bir hanımefendi doktora gitmiş. "Doktor" demiş, "ben fevkalade sağlıklı bir kadınım. Bir tek kusurum var. Gaz kaçırıyorum. Durmadan gaz kaçırıyorum. Evde, işte, kilisede, otobüste, asansörde, süper markette... Durmadan kaçırıyorum. Ama fazla da şikayetim yok. Çünkü benim kaçırdığım gazın ne kokusu var, ne de sesi çıkıyor..." Doktor, bir hap yazmış kadının reçetesine. "Bu haplardan günde üç tane al, haftaya gel gene beni gör" demiş. Ertesi hafta kadın hışımla girmiş doktorun muayenehanesine. "Doktor" demiş, "geçen hafta verdiğin haplardan sonra, kaçırdığım gazlar leş gibi kokmaya başladı..." Doktor: - "Güzel" demiş. "Çok güzel. Burnunuzu tedavi ettik demek. Şimdi sıra geldi, kulaklarınız üzerinde çalışmaya..."

OĞLUM FOKTOR:
Kadın oğlunu doktora götürmüş. "Oğlum yürüyemiyor" demiş, "gözü görmüyor, sağır ve dilsiz, akli dengesi de bozuk. Size getirdim". Bir kadına, bir de çocuğa bakmış doktor: - "Soyunun", demiş. - "Ne soyunması" demiş kadın, "hasta olan ben değilim, oğlum..." - "Biliyorum da" demiş doktor, "onu düzeltene kadar yenisini yapmak daha kolay."

İSHAL:
Aşırı ishalden şikayetçi biri Cerrahpaşa´ya gider hemen. Ama bürokrasiden dolayı belgeleri karışır ve kahramanımızı yanlışlıkla psikiyatri servisine sevk ederler. 15 gün süren tedaviden sonra, taburcu olacağı gün, bir arkadaşı karşılamaya gelir: - "N´oldu geçti mi ishal?" - "Hayır geçmedi, ama artık takmıyorum."

eŞİM dOKTOR VE BEN:
Doktorun telefonu geceyarısı deli gibi çalıyor. Doktor gidip açıyor, karşısında telaş içinde bir adam: - "dOKTOR! Hemen gelmelisiniz! Eşim duştan çıktı, havlusunu yere düşürünce almak için eğildi, tam o anda poposundan içeri bir fare girdi!" Doktor: - "Tamam sakin olun. Poposuna doğru bir parça peynir tutun bekleyin, ben geliyorum", der ve arabasına atladığı gibi adamın evine gider. İçeri girince ne görsün, adam kadının arkasına eğilmiş, elinde peynir yerine bir balık! - "Ben size ne dedim?" demiş. "Peynir dedim ama bu balık da nerden çıkıyor?" Adam kan ter içinde: - "Dediğinizi yaptım doktor" demiş. - "Ama fare tam kafasını uzatmıştı ki kedi onu avlamak için atıldı..."

kASABA:
Yeni uzman olmuştu. Kasabada muayenehane açtı. Birkaç gün sonra biri geldi, onu doğuma çağırdı. Ertesi gün eve dönen doktoru, karısı merakla karşıladı: - "Nasıl oldu" - "Ah sorma, iyi değil. Çocuk ters geliyordu. Forsepsle almak zorunda kaldım. Fakat bir türlü çıkmadı, parçalandı. Bir saat sonra da annesi öldü." - "Vah vah, zavallı baba kimbilir ne kadar perişandır?" - "O da öldü." - "Anlayamadım... Nasıl o da öldü?" - "Forsepse dayanmış, bütün gücümle çekiyordum. Çocuğun bacağı kopunca bütün ağırlığımla arkaya düştüm. Adamcağız arkada duruyormuş. Başı duvara çarptı, beyin kanamasından öldü." Bir hafta sonra doktoru yine doğuma çağırdılar. Geç saatte yorgun argın dönünce, karısı: - "Doğum nasıl oldu?" diye sordu. Doktor: - "Gelişme var karıcığım. Bugün babayı kurtardım."

yETERLİ
Doktor hastayı muayene ettikten sonra reçetesini yazdı. İlacın nasıl kullanılacağını anlattı. Hasta sordu: - "Bir şişe yeterli mi doktor bey?" - "Yeterli... Şimdiye kadar hiç kimse tekrar gelip yenisini istemedi."

gÖZ dOKTORU:
Göz doktoru, hastasını iyice muayene ettikten sonra: - "Bayım" dedi."Sol gözünüz çok iyi ama sağ gözünüze ameliyat gerekiyor." Hasta: - "Sol gözüm takmadır doktor bey."

tORNAVİDA:
Karısını doğurtmak için gelen doktor, genç adamı odaya almamıştı. Biraz sonra kapıyı açıp: - "Bana bir tornavida getirir misiniz?" Doktor üç dakika sonra bir çekiç, beş dakika sonra bir testere istedi. En sonunda babanın sabrı tükendi ve sordu. - "Doğum zor mu oluyor doktor bey?" - "Daha doğumla ilgilenemedim. O işe çantamı açabildiğim zaman bakacağım."

öLÜM:
- "Doktor ölümden korkuyorum; bana ömrümü uzatacak bir ilaç verebilir misiniz?" - "Bunun ilacı yok. Ama alkol, sigara ve kadından uzak durur; günde 10 saatinizi yatakta geçirir ve geceleri dışarı çıkma huylarınızı bırakırsanız faydasını görürsünüz." - "Yani daha mı çok yaşarım?" - "Aşağı yukarı öyle. Saatler ve günler daha yavaş geçer."
Hastaya sülfonamid vermişler, hiçbir sonuç görülmemiş; penisilin verilmiş gene bir sonuç görülmemiş. En sonunda doktorlardan biri: - "Sanıyorum, artık hastayı muayene edip nesi olduğunu öğrenmenin sırası geldi."

VÜCUT:
Genç kadın vücudunun mahrem bir yerinden ameliyat olmuştu. Doktora sordu: - "Doktor bey acaba bu yaptığınız ameliyatın izi gözükecek mi?" - "Bilmem ki hanfendi, o sizin elinizde."

KALP
Bir arkadaşı doktora sorar: - "En çok hangi hastalık sizi korkutur?" - "Kalp sektesi." - "Niçin?" - "Çabuk götürür de, ücretimizi alamayız."

Hemşire:
Hastanenin çocuk hastalıkları servisine yeni tayin olan genç hemşireye servis şefi olan doktor sordu: - "Çocuk sever misiniz?" Hemşire yavaş sesle: - "Severim doktor bey. Ama biz yine de önlem alsak daha iyi olur..."

Muayene:
Kadın kocasına: - "Doktora belleğinin zayıf olduğunu anlatınca ne dedi?" - "Muayene ücretini peşin istedi."

TIP FAKÜLTESİ:
Tıp Fakültesi birinci sınıfta, profesör öğrencileri kadavranın başında toplamış ve "arkadaşlar" demiş "birinci kural; kadavradan iğrenmeyeceksiniz, mideniz bulanmayacak" der ve hemen kadavranın arkasını çevirir, parmağını kadavranın kıçına sokar ve sonra da ağzına götürüp yalar, tüm öğrenciler de iğrenerek bakarlar ama çare yoktur; hepsi de aynı hareketi tekrarlar. Bütün sınıf aynı işlemi yaptıktan sonra profesör yeniden kadavranın başına geçer ve "arkadaşlar" der; "ikinci ve en önemli kural, kesinlikle çok dikkatli olacaksınız, asla en küçük bir ayrıntıyı bile atlamayacaksınız... Mesela az önce ben işaret parmağımı kadavranın kıçına sokup, orta parmağımı ağzıma götürdüm ama hepiniz bunu atladınız..."

YÜZÜ ŞİŞ HASTA:
Yüzünün her tarafı şişmiş bir adam ağlaya ağlaya doktorun yazıhanesine dalar:-"Doktor bey, her yerimi arılar soktu, her tarafım ağrıyor, lütfen bir şeyler yapın, çok acıyor!" Doktor, adamın yüzündeki şişlikleri şöyle bir inceler ve adamın sırtını sıvazlayarak konuşur:-"Hiç merak etmeyin efendim. Şimdi yüzünüze 4-5 tane iğne yaparız, hiçbir şeyiniz kalmaz!"
lord35
lord35
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 1785
Kayıt tarihi : 05/08/10
Nerden : izmir

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Doktor Fıkraları Empty Geri: Doktor Fıkraları

Mesaj tarafından Bsra ^C^ Cuma 06 Ağus. 2010, 08:28

Hepsini okuyamadım Smile
Ama okuduğum kadarı cok güzeldi Smile
İlerdeki mesleğimin fıkraları Smile
Bu arada saol paylasımların icin Smile
Bsra ^C^
Bsra ^C^
Moderatör
Moderatör

Mesaj Sayısı : 1423
Kayıt tarihi : 05/08/10
Yaş : 28
Nerden : muğla/milas

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Doktor Fıkraları Empty Geri: Doktor Fıkraları

Mesaj tarafından lord35 Cuma 06 Ağus. 2010, 18:12

OO İNŞALLAH
lord35
lord35
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 1785
Kayıt tarihi : 05/08/10
Nerden : izmir

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Doktor Fıkraları Empty Geri: Doktor Fıkraları

Mesaj tarafından BeYdA ;) Cuma 06 Ağus. 2010, 20:09

Bsra ^C^ demiş ki:Hepsini okuyamadım [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ama okuduğum kadarı cok güzeldi [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İlerdeki mesleğimin fıkraları [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bu arada saol paylasımların icin [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


aynen
BeYdA ;)
BeYdA ;)
Isınan Üye
Isınan Üye

Mesaj Sayısı : 172
Kayıt tarihi : 05/08/10
Nerden : Sakarya

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz