Küçük Sırlar Fan
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Gazap çemberinde bir gül ''Esengül''

Aşağa gitmek

Gazap çemberinde bir gül ''Esengül'' Empty Gazap çemberinde bir gül ''Esengül''

Mesaj tarafından lord35 Perş. 12 Ağus. 2010, 06:55

Bergen acıların kadınıysa Esengül neşelerin kadınıydı


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]




Esengül, 1979`da öldüğünde henüz 24 yaşındaydı. Kısa bir hayatın ardında uzun ve karmaşık bir hikaye ile bir dolu eser bıraktı. Duru bir su gibi akan sesi ve hüzünlü melodileri vardı. Uzelli plakçılık şirketi geçtiğimiz hafta 1970`li yılların ikinci yarısına damgasını vuran bu şöhretli sesin `Beterin Beteri Var` adlı albümünü yayınladı. Uzelli`nin binlerce albümlük arşivini yeniden yayınlama amacı
O yıllarda iki kadın vardı. Birinin adı Bergen , diğerininki Esengül `dü . Bergen `in asıl adı Belgin Sarılmışer`di, Esengül `ün ise Esen Ağan . On yıl arayla ölen bu kadınlardan biri olan Bergen `Acıların Kadını ` olarak nam saldı. Esengül ise Yıldırım Çavlı `nın deyimiyle, `Meşum Kadın`dı. Bergen `e kıyasla `neşelerin kadını` olan ve ondan 10 yıl önce ölen Esengül `ün hayat serüveni 24 Eylül 1954`te İstanbul `da başladı. Annesi Piraye Ağan konservatuvar mezunuydu. Küçük Esen , ilk müzik eğitimini annesinden aldı. Ardından İrfan Özbakır ve Abdullah Nail Bayşu ile çalıştı. Esengül adını ona Bayşu taktı. Esengül , 15 yaşındayken yapımcı Ayhan Çoşkun `un açtığı ses yarışmasında birinci oldu. İlk 45`liği olan `Aşkımı Süpürmüşler` birkaç ay içinde hit oldu ve Esengül , 16`sında sahnelerin ışıltılı dünyasına adım attı. Emel Sayın `ın alt kadrosunda çıktığı Lunapark`taki ikinci programından sonra Bebek Belediye Gazinosu`ndan gelen assolistlik teklifini kabul ederek büyük bir sıçrama yaptı. Şöhret basamaklarını tırmanırken Dikmen Gazinosu, Ankara Köşk , İzmir Akasyalar , Semiramis ve Maksim gazinolarında boy gösterdi.

Şan ve şöhret kuşu omuzlarına konduğunda Orhan Akçınar `la evliydi. Yıldızı parlayınca genç çift arasında şiddetli geçimsizlik başladı ve boşandılar. Esengül , öyle Emel Sayın ya da Ajda Pekkan gibi sahnede ağırbaşlı duran bir şarkıcı değildi. Gazinoda seyircilerin arasına akan podyumunda dolaşır, önüne gelene mavi boncuk dağıtırdı. Soyunma odası çiçeklerle dolar, devrin ünlü çapkınlarıyla namlı kabadayıları kapısında kuyruk oluştururdu. YERALTI DÜNYASININ SEVDİĞİ KADIN
O ise, Adnan Şenses `e aşıktı. Hatta aralarında imam nikahı bile kıymışlardı. Fakat, Şenses `le Esengül `ün ilişkisi fazla sürmedi. Bir gece yarısı Şenses `i terk eden genç şöhret, Beşiktaşlı ünlü futbolcu Tayfun Kalkavan `a kaçtı. Bu ilişki de fazla sürmedi. Yeraltı dünyasının tüm şöhretli kabadayılarının adı Esengül `ün ismiyle yan yana yazılmaya başladı. Esengül sadece magazincileri değil, polis istihbarat elemanlarını da ardı sıra sürüklüyordu. Yalancı keklik gibiydi... Sahnelerin prensesinin ardından iz süren sivil polisler, aranan suçluları avlayıp kafese kapatıyordu. İlişkileri çok karışıktı. Bir mafya bozuntusunun eline tutuşturduğu silahla gazinoda ateş edince soruşturmadan geçirildi. Bu soruşturma sırasında polislere, yeraltı alemi hakkında bildiklerini bir bir okuduğu söylenir. O alemle oynaşıyor, kader de onunla cilveleşiyordu. Acımasızlığıyla ünlü kabadayı Oflu İsmail bir gece gazinoya geldi ve belinden çıkardığı otomatik silahı masaya koydu. Oflu İsmail , Esengül `ün söylediği şarkıyı yarıda keserek `Benim için Taht Kurmuşsun Kalbime şarkısını söyle` diye bağırdı. Olaya müdahale eden gazino sahibi Akbulut Karaoğlu ve şef garson tabancadan çıkan kurşunlarla öldürüldü. Takvimler 31 Mart 1979`u gösteriyordu ve Esengül için geriye doğru sayım başlamıştı. Ama o bunun farkında değildi.
Yaşadığı şoku birkaç gün içinde atlattı ve fırtınalı yaşamına geri döndü. Evli erkekleri baştan çıkarıyor ve Günaydın muhabirine `Evli erkeklerle aşk yaşamak hoşuma gidiyor. Çünkü eşlerinin çektiği acı bana zevk veriyor` diyordu. Çok yuva yıktı ve dünyalar dolusu ah aldı.

ÖLÜME GÖTÜREN ESRARENGİZ KAZA
Semiramis `teki çifte cinayetin üzerinden 19 gün geçmişti. Esengül , zengin işadamı Faruk Özfıratlı ile geç saatlere kadar eğlendi. Özfıratlı da evli ve iki çocuk babasıydı. Sonra Beyoğlu `na doğru yola çıktılar. Ataköy `den geçerken caddenin ortasındaki kalasları son anda fark eden Faruk Özfıratlı fren yaptı ama arabanın frenleri tutmuyordu. Bir köprünün bariyerlerine bindirerek durduklarında, bariyer korkuluklarından biri Esengül `e, diğeri birkaç gecelik arkadaşı Özfıratlı`ya saplanmıştı. 18 Nisan 1979 gecesi meydana gelen bu kaza sırasında Esengül `le Özfıratlı olay yerinde hayatını kaybetti. Perde kapandı.
Aslında perdenin tamamen kapandığı söylenemez. Çünkü, kazanın ertesi günü İstanbul dedikodularla çalkalanıyordu. Söylentilere göre Özfıratlı`nın arabasının fren telleri o gece birileri tarafından ustalıkla gevşetilmişti. Yıldırım Çavlı `ya göre `Mafya bir hesabı kapattı` diyenler vardı. Polis tutanaklarına, `aşırı alkol ve hız` olarak geçen dosya, trafikten araştırmaya, oradan da cinayet masasına gitti ama bir sonuç alınamadı.
BİR SENEDE DÖRT ALBÜM ÇIKARDI
Esengül `ün ömrü kısaydı ama geriye uzun bir hikaye ve bir dolu eser kaldı. Yönetmenliğini Oksal Pekmezoğlu`nun yaptığı `Yansın Bu Dünya ` filminde Saadet Sun , Adnan Şenses ve Yaşar Yağmur `la başrolleri paylaştı. Sanat yaşamına 23 adet 45`lik, dört kaset, bir de film sığdırdı. 1978`de bir yıl gibi kısa bir zamanda `Bir Yoksula Rastladım`, `Uçup Giden Gençliğime `, `Beterin Beteri Var ` ve `Gel Otur Arkadaşım ` adlı kasetleri piyasaya çıktı. Longplayleri ise ölümünden sonra yayınlandı. Ölmeden kısa bir süre önce, yeni bir sinema filminin başrolü için teklif almıştı.
Esengül `ün albümlerini o zamanlar Türkiye `nin köklü plak şirketlerinden Uzelli yayınlamıştı. Şirketin başına geçen ikinci kuşaktan Metin Uzelli , şimdi binlerce eserden oluşan arşivinin en seçkin albümlerini birer birer gün ışığına çıkarmaya karar verdi. CD formatında piyasaya çıkarılan ilk , Esengül albümüne iki isim birden verilmiş: `Beterin Beteri Var ` ve `Taht Kurmuşsun Kalbime .`
Bu hafta piyasaya çıkan albüm için bir de video klip hazırlandı. Esengül `ün, başrollerini Adnan Şenses , Saadet Sun ve Yaşar Yağmur ile paylaştığı `Yansın Bu Dünya ` isimli filmden görüntüler ve Esengül `e ait arşiv fotoğraflarından hazırlanan klip, önümüzdeki günlerde müzik kanallarından yayınlanmaya başlayacak.
MURATHAN MUNGAN `IN KİTABINA DA GİRDİ Esengül `ün ardından çok şeyler söylendi, sayfalar dolusu yazılar kaleme alındı. Murathan Mungan , `Bir Kutu Daha` adlı kitabında, geç yaşında uçup giden bu sanatçı için şunları yazmış:
`...Şimdi çok kişinin anımsamadığı 70`lerde ardı ardına plaklar yapan Esengül diye bir şarkıcı vardı. Arabesk müziğin klasiği sayılabilecek, çoğu Abdullah Bayşu ile Orhan Akdeniz imzalı `hit ` şarkıların sahibidir. Meyhanelerin vazgeçilmez sesi olmuş, o yıllarda özellikle Anadolu `da bir fırtına gibi esmiştir. O dönem için hayli moda olan, şarkıları hafif hıçkırarak söylemek, yapmacık vurgularla sesi dalgalandırmak gibi bir üsluba sahiptir. Sesine savunmasızlık, yaralanabilirlik kazandıran bu üslup, içli ve dokunaklıdır. Yapmacıktır ama, asla samimiyetsiz değildir...`

Kardeşiyle Röportaj

31 Mart 1979 gecesi, Semiramis Gazinosu'nun sahibi Akbulut Karaoğlu ve bir garson, o dönemin ünlü şarkıcısı, buğulu sesli Esengül'ün gözlerinin önünde öldürüldü. Kurşunları sıkanlar, yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Oflu İsmail ve adamlarıydı. Bundan 17 gün sonra ise Esengül, Bakırköylü zengin işadamı Faruk Özfıratlı ile yaptığı bir trafik kazasında, henüz 24 yaşındayken hayatını kaybetti. 'Aşırı alkol ve hız' olarak kayıtlara geçen kaza, kimilerine göre bir infazdı... Oflu İsmail'in adamlarının otomobilin freniyle oynadığı söylentileri yayıldı. Gazino cinayetlerinden 36 yıla mahkum olan Oflu İsmail yurtdışına kaçtı. Esengül'ün ölümü de yıllarca esrarını korudu. Ancak Oflu îsmail yıllar önce yakalandığı italya'dan gecen hafta Türkiye'ye iade edilince, cinayet de Esengül'ün ölümü de yeniden gündeme geldi. Her iki olayın da canlı tanığı Esengül'ün kızkardeşi Sezen Beşikçi, 27 yıl sonra tüm ayrıntıları VATAN'a anlattı...

Garson benim için öldü

O gece neler yaşandı?
Oflu İsmail sahnenin en önündeki büyükçe bir masada oturuyordu. Masası çok kalabalıktı. Tabakların içinde kokain vardı, sürekli çekiyorlardı. Ablam sahne aldığında Oflu İsmail Aldırma Gönül' adlı şarkıyı söylemesini istedi. Ablam da söyledi. Sonra bir daha söylemesini istedi. Ablam şarkıyı tekrar okudu. Sonra bir anda silahlar patladı. Ne olduğunu anlayamadım, bağrış çağrış herkes kaçıştı. Gazinonun patronu Akbulut Karaoğlu vuruldu. Garson Hasan Yolalı da beni korumak isterken vuruldu; bana aşıktı, apar topar kulise götürmek isterken bir mermi ona isabet etti.

Siz ne yaptınız?
Ablam 'Sen bu olaya hiç karışmıyorsun' dedi ve biz hemen toz olduk. Zaten gazinoyu da hemen boşalttırdılar. Ablam depresyona girdi; cinayeti gördüğünü söylese Oflular peşini bırakmayacak, söylemese ölenin Malatyalı yakınları. Ablam deli gibiydi. Hiçbir şey anlatmadı beni olaylardan uzak tutmak için.

Gazinodaki çatışma neden çıktı?
Ablam yüzünden çıkmadığı kesin. Benim sonradan duyduğuma göre Oflu İsmail ile gazinonun patronu Akbulut Karaoğlu arasında uyuşturucu işinden kaynaklanan bir husumet varmış. Ancak bu ne derece doğru bilemiyorum.

Ablanızın öldüğü kaza nasıl oldu?
Ablam hiç evden çıkmıyordu. Bir tek erkek kardeşimle birlikte Şişli Adliyesi'ne ifade vermeye gidiyordu hepsi bu. Ben arkadaşlarımla sürekli yemeğe çıkıyordum. Cinayetten 17 gün sonraydı. Yine arkadaşlarımla çıkmıştım. Annem ablama 'Kardeşin ölüme gidiyor' demiş. O da 'Sezen ölürse ben yaşayamam' deyip, koştu geldi, bize katıldı. O akşam Emirgan'da viski içtik. Ben sızmışım. Bir çarpmayla yıldım. Araba bariyerlere çarpmış, bariyerin demiri önde oturan arkadaşımla hemen onun arkasında oturan ablamı biçti. Hastaneye yetiştirdim ancak ameliyatta beyin kanamasından ötürü kaybettik.

Oflu İsmail'in iade edildiğini öğrendiğinizde ne düşündünüz?
Ablamın ölümünden hep kendimi sorumlu tuttum. Ablanı ölünce annem de hep beni suçladı. Eğer ben arkadaşlarımla gezmeye gitmeseydim o şimdi hayatta olacaktı. Kazadan kısa bir süre sonra bir görgü tanığı, bizim arabayı bir başka aracın sıkıştırdığını söyledi. Şimdi Oflu İsmail'e, ablamın öldüğü kazada bir parmağı olup olmadığını sormak istiyorum. Aradan 27 yıl geçti, artık gerçeği anlatsın.

Ahmet HAKAN : Esengül`ü anımsamak
ESENGÜL, hiç kuşkusuz 70`lerin çamurlu, soğuk, kasvetli, bezgin günlerinin karşılığıdır.
O günlerde:
Kasaba meyhanelerindeki eski usul, `baygın sesli` teyplerden içli, dokunaklı, ağlamaklı sesi yükselirdi.
Önce `Otur şöyle yanıma / Dinle benim dertlerimi` diye hafiften yatıştırarak olaya girer, ardından da nedeni belirsiz tarifsiz acılara gark olmuş `Kırmızı sokak sakinleri` için raconu keserdi:
`Beterin beteri var / Haline şükret dostum.`
Katışıksız, sahici ve damardan arabesk şarkılar söylerdi.
Gürültülü ve dumanlı meyhanelerdeki `tıraşı uzamış adamlar` pek severdi onu.
O, `Uzaklarda aramam / Çünkü sen içimdesin / Taht kurmuşsun kalbime / En güzel yerimdesin` diye seslenir, bizimkiler `Of ulan of ` diye içlenirlerdi.
Esengül `sarhoş` diyemeyip de `serhoş` diyen nev`i şahsına münhasır kadınlardandı.
Hani şarkılarını `az sonra büyük bir hata yapacakmış` gibi söyleyen ama o hatayı hiçbir zaman yapmayan alaturkacılar vardır ya...
İşte onların piriydi Esengül ...
***
Esengül her haliyle farklıydı.
Neşe Karaböcek gibi değildi. `Bir öptüm, bir daha öptüm` filan tarzı `delikanlıyı bozacak` fantezilere asla prim vermedi.
Mine Koşan gibi değildi. Arapça `ya sardırıp ya da `Bülbül ` kasidesine yönelip Türkiye `nin Ümmü Gülsüm `ü olmaya heves etmedi.
Kamuran Akkor gibi değildi.
Doğu ile Batı arasında gidip gelmek yerine istisnasız Anadolu `nun tüm meyhanelerine girmekle yetinmeyi bildi.
`Orhan Gencebay `ın dişisi` de diyemezdik onun için.
Çünkü öyle olamayacak kadar disiplinsiz ve hercaiydi.
Onun şarkı söyleme tarzı için en doğru saptamayı ünlü şair ve yazar Murathan Mungan yapmıştır:
`Sesine savunmasızlık, yararlanabilirlik katan üslubu, içli ve dokunaklıdır. Yapmacıktır ama asla samimiyetsiz değildir.` ***
Şimdi izi bile kalmayan eski zaman kabadayılarının şarkıcısıydı o.
Günah gibi kışkırtıcı sarı boyalı kıvırcık saçlarıyla `alemin nice babayiğidi`ni birbirine düşürmüştür.
Hiç rahat durmamıştır: Oflu İsmail `e pas verirken, dönemin `Semiramis Gazinosu `nun sahibine de göz kırpmıştır.
Ve bu `tehlikeli oyun`, Oflu İsmail `in adamlarının, gazino sahibini öldürmesiyle son bulmuştur.
İşte böylesine sert, oyuncu ve karanlık bir kadındı Esengül .
Düşünün:
Ortada `televole ` olgusunun ruhu bile dolaşmazken, magazin basınına şöyle demeçler vermiştir:
`Evli erkeklerle aşk yaşamak hoşuma gidiyor. Çünkü eşlerinin çektiği acı bana zevk veriyor.`
Hülya Avşar `ın bütün bir sanat hayatı boyunca imza attığı tüm skandalları, yol açtığı tüm polemikleri, girdiği tüm tartışmaları gözünüzün önüne getirin. Esengül `ün boheme göz kırpan bu açıklamasının yanına bile yaklaşamadığını görürsünüz. Yani o derece pervasızdı Esengül .
Adnan Şenses `le büyük aşk yaşar, sonra onu bırakır bir futbolcuya kaçar, sonra hepsini bırakıp tek gecelik aşklarla gönlünü eğlendirirdi.
Ve sonunda bir trafik kazasına kurban gitti. `Trafik kazası` diyoruz ama o dönem bunun bir cinayet olduğu iddiasının gündeme geldiğinin de altını çizelim.
Öldüğünde 24 yaşındaydı. Yani hızlı yaşamış ve genç ölmüştü.
***
`Uzelli ` firması, 25 yıl sonra Esengül `ün eski şarkılarını içeren bir albüm çıkardı.
Bugünlerde döne döne bu albümü dinliyoruz.
Ve böylece:
70`lerle ilgili nice karanlık anımıza fon müziği oluşturuyoruz.
Fırtınalı bir hayatın inceliklerini kavramaya çalışıyoruz.
Ayrıca bunlarla yetinmiyor ve `içki tartışması`na da selam sarkıtıyoruz.
____________________________________________________
lord35
lord35
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 1785
Kayıt tarihi : 05/08/10
Nerden : izmir

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz