Küçük Sırlar Fan
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Evlilik Fıkraları

2 posters

Aşağa gitmek

Evlilik Fıkraları Empty Evlilik Fıkraları

Mesaj tarafından lord35 Cuma 06 Ağus. 2010, 04:45

EVLİLİK FIKRALARI

Evlilik fıkraları genellikle cinsellik üzerinden insanları güldürür. Aldatma,ilişki ve evlilik sorunlarının anlatıldığı gözünüzden yaş getircek fıkralar ile karşınızdayız.

YANAN EV:
Adamın birinin evinde yangın çıkmış. Komşuları yardıma koşmayıp olayı seyretmeye başlayınca iş başa düşmüş.. İlk önce oğlunu yangının içerisinden çıkarıp dışarda beklemesini söylemiş. Dalmış tekrar duman ve ateşin içerisine, kızını çıkartmış dışarıya. Sonra karısını, sonra köpeği ve kedisini. Daha sonra dışarı hiçbir şey getirmeden 3 kere daha içeri girmiş çıkmış. Onu seyreden komşularından biri sormuş: - Niçin yanan eve girip çıkıyorsun dışarı hiçbir şey getirmiyorsun?" diye. - "Kayinvalidem içeride!" demiş adam; "arada bir girip çeviriyorum!".

AYNI KADIN OLSA
Evde kadın kocasını haşlıyor: - Hiç olmazsa şu yan komşularımızı örnek al. Kaç yıllık evliler ama birbirlerine hala balayında gibi davraniyorlar. Adam karısını arabada, kapının önünde, her yerde öpüyor. Yazıklar olsun! Sen neden aynı şeyi yapamıyorsun? - Yaparım yapmasına ama, ben kadını iyi tanımıyorum ki...

YEMEK:
Karı koca yemek yiyor. O sırada masaya yaklaşan heykel gibi güzel bir esmer, adamı selamlayıp geçiyor. Adamin karısı soruyor: - "Kim bu afet?" Adam: - Eğer mutlaka bilmek istiyorsan söyleyeyim, metresim! Kadın: - Bir de bu kadar pervasızca söylüyorsun. Boşanıyorum senden! Adam: - Yani Etiler´deki apartmanı, Kandilli´deki yalıyı, Göcek´teki tekneyi ve Nice´deki villayı bırakıyorsun... Uzun bir sessizlik olur. Çift yemeğini çatallarken kadın birden sorar: - Şu arkada oturan Fuat değil mi? Yanındaki kadın kim? Adam: - Fuat´in metresi. Kadın: - Ay bizimki çok daha güzel!

ÖLÜM TANRI:
Yeryüzündeki herkes ölür ve Tanrı´nın huzuruna çıkarlar... Tanrı der ki: "Erkekler 2 sıra olsun; bir sırada karıları tarafından yönetilen erkekler, diğer sırada karılarını yöneten erkekler. Ayrıca bütün kadınları cennete aldım; onlar meleklerle birlikte gidecekler şimdi.." Böylece kadınlar gittikten sonra Tanrı erkeklerin karşısına geçer. Bir bakar ki karıları tarafindan yönetilen erkeklerin sırası 100 km.´den uzun; ama karılarını yöneten erkeklerin sırasında sadece bir adam duruyor. Tanrı diğer sıradakilere çok kızar: "Kendinizden utanın!! Sizi bu dünyada güç ve idarenin temsilcisi olarak yarattım ve şuraya bakın, hepiniz güçsüz karaktersiz 100 km.lik bir sürü olmuşsunuz. Bakın bir tek erkek kulum şu yan sırada tek başına gururla dikiliyor. Ondan ders alın! Oğlum, sen anlat bunlara, sen ne yaptın da "karılarını yöneten erkekler" sırasında bir tek sen oldun?" Ve adam cevap verir: - "Bilmem... karım bana burda durmamı söyledi"

EVLİLİK:
Bir düğün sofrasında bir bekar, bahtsızlığına hayıflanıyor: "Evliler kuşkusuz talihli kimselerdir" diyordu. Hanımlar bu sözlere bayılmışlardı. İçlerinden biri: "Niçin?" diye sordu ve şu yanıtı aldı: - "Evli adam sadece bir kadından korkar. Bekar ise bütün kadınlardan."

CENAZE:
Bir adam sabah yürürken ilginç bir cenaze kafilesi farkeder; önde giden köpekli bir adam, arkasında iki tabut ve tek sıra olmuş yaklaşık 200 adam. Tuhafına gider. Kafilenin başındaki adam kuşkusuz cenazenin sahibidir, yanına yaklaşır ve sorar: - "Beyefendi, bu acılı gününüzde hatırlatmak istemem ama ölenler neyiniz oluyor?" Adam yanıtlar: - "Öndeki karım arkadaki de kayınvalidem." - "Vah vah; başınız sağolsun. Nasıl oldu?" - "Köpeğim karıma saldırıp öldürmüş. Kayınvalidem de karıma yardıma gelmiş onu da öldürmüş." Adam biraz düşündükten sonra sorar: - "Beyefendi kopeğinizi ödünç alabilir miyim?" - "Sıraya geç..."

KIZ-ERKEK
Kız erkek arkadaşını arayıp akşam yemeğe davet etmiş. Hem ailesiyle tanıştıracak, hem de ailesi dışarı çıktıktan sonra erkek arkadaşıyla birlikte olacakmış. Çocuk kız arkadaşının evine gitmeden önce bir eczaneye uğrar. Eczacıya: - "Bana prezervatif verir misiniz?", der; eczacı da ne yapacağını sorar. Çocuk da kız arkadaşının evine gideceğini, kızın ailesi gittikten sonra birlikte olacaklarını söyler. Akşam yemek yemek için masaya otururlar. Yemekten önce dua edilir herkes yemeğe başlar ama çocuk hala dua ediyordur. Kız çocuğa, "ben senin bu kadar dindar olduğunu bilmiyordum", der. Çocuk da kıza: - "Ben de senin babanın eczacı olduğunu bilmiyordum!!!"

TREN:
Tren kompartımanında üst yatakta yatan adam tam dalıp gitmek üzereydi ki, alt yatakta yatan orta yaşlı kadının sesi duyuldu: "Afedersiniz beyefendi" dedi kadın. "Çok üşüdüm. Acaba bana bir battaniye bulabilir misiniz?" Adamın uykusu da, keyfi de kaçmıştı."Daha iyi bir fikrim var" diye homurdandı, "evliymiş gibi yapmaya ne dersiniz?" Önce mahçup bir kıkırdama duyuldu alt yataktan... Sonra da, "Harika bir fikir" dedi kadın, "Ben mi oraya geleyim, yoksa siz mi buraya inersiniz?" - "Hiçbiri" dedi adam, "Kalk, kendi battaniyeni kendin al..."

ANKARA:
Adamın işi varmış, Ankara´ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir ses: - Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş. İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış: - Uçak düştü kurtulan olmadı! Koşmuş Haydarpaşa´ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında: - Binme bu trene, raydan çıkacak! Dönmüş bakmış yine kimse yok, trene binmemiş, gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş: - Tren Eskişehir´de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı... Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses: - Bu otobüse binme, freni patlayacak! Dönmüş yine kimse yok; dayanamamış, bağırmış: - Sen kimsin yahu? - Ben senin iyilik meleğinim! Adam iyice kızmış: - Ulan evlenirken neredeydin!

KUDÜS:
Kudüs´e atanan bir Amerikalı gazeteci, ağlama duvarının önünden gelip geçerken, bir musevinin her gün duvarın önünde diz çöküp dua ettiğini farketmiş. Haftalarca aynı manzarayı görünce dayanamamış gazeteci. Bu adamla konuşmayı denemiş: - "Sizi her gun dua ederken görüyorum." Adam cevaplamış: - "Evet, sabahları gelir, dünya barışı ve kardeşlik için dua ederim... Öğleden sonraları gelir, yeryüzündeki acıların ortadan kalkması ve bütün insanların refaha kavuşması için dilekte bulunurum..." - "Ne kadardır sürüyor bu?" - "Tam 25 yıldır..." - "Bunca yil sonra nasıl bir duygu var içinizde?" - "Duvara konuşuyormuşum gibi bir duygu..."

ÖLMEK ÜZERE
Bak karıcığım, ben ölmek üzereyim. Ölmeden önce sana bir itirafta bulunacağım. Seni aldattım, hem de bu evde senin yatağında." der... "Biliyorum" der kadın da, "Yoksa seni niye zehirlerdim ki?"

ÖĞRETMEN
Öğretmen derste anlatıyordu: - "Gelinler nikah töreninde neden beyaz giyer, bilir misiniz? Çünkü bu onun en mutlu günüdür." Bir ses yükseldi: - "Şimdi damatların neden siyah elbise giydiklerini anladım."

İKİ FRANSIZ
İki Fransız kadın konuşurlar : - "Peki, başkasından hamile kalmana kocan kızmadı mı?" - "Kızmadı. O prensip sahibidir, başkasının işine karışmaz."

NİŞANLI
Kız nişanlısını eve çağırdı: - "Otur Ali´ciğim. Evlenmeden önce tüm mazimi sana açıkça anlatmalıyım." - "İyi ama hayatım iki hafta önce anlatmıştın ya..." - "O iki hafta önceydi hayatım."

İŞÇİ ROGER:
Roger ağır şartlar altında çalışan bir işçidir. Boş zamanlarını hep bowling ve voleybol oynayarak geçirmektedir. Karısı bu duruma üzülür ve bir hafta sonu onu striptiz kulübune götürmeye karar verir. O akşam beraberce kulübun kapısına gelirler. Kapıdaki koruma görevlisi, " Hey Roger.. seni görmek ne güzel!" der. - "Daha önce buraya gelmiş miydin Roger..?" - "Hayır hayır o adamı bowlingten tanıyorum." İçeri girerler ve bir masaya otururlar, garson gelir: - "İyi akşamlar Roger. Her zamanki gibi Cin tonik di mi?" - "Roger bana bak sen buraya daha önce geldin değil mi?" Hafif hafif öfkelenmeye başlayan karısını sakinleştirmek zordur.. - "Ne alakası var. Voleyboldan tanırım onu, bir iki tek içmişliğimiz var ordan yani." Karısı pek tatmin olmamıştır ama neyse. Derken stiriptizci kızlardan biri masaya gelir: - "Selam Roger. Yine özel masa şovundan mı istersin?" Roger boğazına kadar batmıştır... Karısı hışımla yerinden kalkar ve kulübu terk eder. Roger peşinden koşar. Kadın bir taksiye biner ancak taksi kalkamadan Roger da biner. Kadın öfkeden patlayacakmış gibidir.. ve korkunç sinirlidir.. Şoför: - "Bu geceki çok suratsızmış Roger.."

TERBİYESİZ:
Adam barda gördüğü güzel bir bayanla konuşmanın yollarını arıyordu. Sonunda cesaretini toplayarak kıza yaklaştı ve, "biraz konuşabilir miyiz, acaba?" dedi. Kız birden haykırdı: "Terbiyesiz! Ben senin bildiğin kızlardan değilim!" Adam utancından yerin dibine girmişti. Herkes ona bakıyordu. Gitti ve masasına oturdu. Bir süre sonra kız ona yaklaştı. Gülümseyerek, "Az önceki olay için özür dilerim. Ben psikoloji öğrencisiyim ve utandırıcı durumlarda insanların nasıl davrandıklarını inceliyordum." dedi. Adam avaz avaz bağırarak cevap verdi: - "Ne? Gecesi 200 dolar mı? Deli misin sen?"

18LİK KARI:
yaşında bir adam doktora gider. Doktor adamın sağlığını sorduğunda adam "harika, 18 yaşında bir karım var ve benden hamile" der. Doktor birkaç dakika düşündükten sonra adama döner ve "sana bir hikaye anlatacağım", der.. "Avlanmaktan çok hoşlanan bir adam varmış. Her gün tüfeğini alarak ava gidermiş. Fakat bir gün dalgınlıkla yanına tüfek yerine şemsiyesini almış. Ormana gitmiş. Ağaçların arasında yürürken karşıda bir geyik görmüş. Hemen şemsiyeyi çıkartmış nişan almiş ve ... pat ... geyik yere yığılmış." Adam şaşırmış ve doktora dönerek "olamaz.. başka birisi vurmuş olmalı" demiş. Doktor: - "Kesinlikle!"

İKİ VELET:
İki velet karar vermişler ki, bütün büyüklerin hayatlarında sakladığı en azından bir büyük sır var. Bir tanesi bu varsayımı denemeye kalkmış.. - "Anne ben her şeyi biliyorum." Annesi: - "Tamam anladım, al şu 1 milyonu babana hiçbir şey söyleme" demiş. Ufaklık çok memnun, babasına gitmiş: - "Baba ben her şeyi biliyorum!" Babası: - "Sus tamam, al şu 5 milyonu, annene hiçbir şey söyleme" demiş. Bizimki zevkten dört köşe, bütün büyüklere işleyen bir sistemi keşfetmenin keyfiyle... Ertesi sabah kapı çalınmış postacı gelmiş, ufaklık açmış kapıyı: - "Postacı amca ben artık her şeyi biliyorum." Postacı dizleri üzerine çöküp, kollarını iki yana açmış: - "Madem öyle gel bakalım baba sana bir sarılsın!"

ALLAHA ŞÜKÜR:
Karı koca oturmuş televizyon izlerken, erkeğin canı sevişmek ister. Gider mutfaktan bir bardak su ile iki aspirin getirir, karısına uzatır: - "Al karıcığım, sana su ve aspirin getirdim!" - "Neden hayatım? Başım ağrımıyor ki?" - "Allaha şükür!"

YÜZ RUBLE:
- "Gençlik parkına kadar kaça götürürsün?" - "Yüz Ruble." - "Peki yanıma karımı da alsam?" - "Yüz Ruble?" Adam karısına döner: - "Bak sana beş para etmezsin diye boşuna demiyormuşum!"

BOŞANMA DAVASI:
Boşanma davasında kadın, hakime talebini gerekçesi ile açıklamış: - "Sayın hakim, çocuğun bende kalmasını istiyorum. Onu dokuz ay karnımda taşıdım." Hakim kocaya sormuş: - "Karınızı duydunuz. Bir diyeceğiniz var mı?" Adam "Var tabii" demiş ve anlatmış: - "Sayın hakim. Farzedelim ki canınız bir kutu soğuk kola istedi. Makineye parayı attınız ve kola geldi. Şimdi bu kola makinenin midir, yoksa parayı deliğe atanın mı?" Hakim sekreterine dönmüş: - "Yaz kızım. Çocuk babada kalacaktır..."

İLK ERKEĞİN KİM:
Kadınla erkek konuşuyorlardı: - "Sevgilim, söyle bana hayatına giren ilk erkek ben miyim?" - "Tabii canım, ama anlamıyorum; nedense bütün erkekler hep aynı şeyi soruyorlar!"

ALIŞVERİŞ:
Alış verişten sonra evine dönen kadın, kocasını yatakta genç ve güzel bir kadınla yakalayınca dehşete düşer. Ortalığı dağıtmaya kalkışacağı sırada kocası onu durdurur. - "Şöyle açıklayabilirim..." der. "Eve dönerken bu zavallı kızı gördüm. Çok yorulmuştu. Onu arabama aldım. Karnı da acıkmıştı, o yüzden onu eve getirdim ve senin buzdolabında unuttuğun rostoyu pişirdim. Kızın ayakkabıları delinmişti. Modası geçti diye artık giymediğin ayakkabılarından bir çift verdim ona. Üşümüştü, o yüzden sana doğum gününde aldığım fakat rengini beğenmediğin için hiç giymediğin süeteri ona verdim. Kızın pantolonu parça parça olmuştu, artık senin kalçalarının sığmadığı bir pantolonunu da verdim. Tam çıkmak üzereyken bana "Karınızın artık kullanmadığı başka bir şey var mı bu evde?" diye sordu... Ve işte buradayız..."

NE OLUR:
Genç nişanlılar ertesi gün evleniyorlardı. Erkek: - "Sevgilim, sabrım tükendi. Ne olur odama gel. Nasıl olsa yarın evleneceğiz." Kız öfkeyle yanıt verdi: - "Yağma yok öyle. Her seferinde böyle kandırdılar. Bir daha çürük tahtaya basmam."

MİCHAEL:
Evli adama, sevgilisi durmadan baskı yapar; sakalını kesmesi için. Adam yalvarır: - "Başka bir şey iste sevgilim. Karım sakalıma bayılıyor. Beni öldürür, vallahi..." Sevgilisi o kadar ısrar eder ki; adam dayanamaz, gider kestirir sakallarını. Sevgilisinin yatakta buna teşekkürü müthiş olur. Adam geceyarısı eve döner, uyumakta olan karısının yanına sessizce uzanmaya çalışırken, kadın uyanır, karanlıkta elini uzatır, kocasının yanağını okşar ve uyku sersemi mırıldanır: - "Michael sevgilim. Bu saatte burada ne işin var? Kocam nerdeyse gelir, biliyorsun

YATAK:
Karı-koca yatağa giriyorlar, tansiyonlar yükseliyor, sevişmeye hazırlanıyorlar. Ancak kadın durup dururken, "Dur, canım istemiyor, sadece bana sarıl" diyor. Adamcağız, "Neden?" diyor. Karısı: "Bir kadın olarak sevgi ihtiyaçlarimi anlamıyorsun" diyor. Adam, sevişemeyeceklerini anlıyor ve kadının istediğini yapıyor. Ertesi gün adam, karısını çok güzel bir mağazaya götürüp, alış veriş yapıyor... Kadın, 3 tane pahalı kıyafet deniyor ama karar veremiyor. Adam, karısına hepsini almasını söylüyor. Sonra, $200´dan 3 çift ayakkabı da alıyor.. Sonra, pırlanta küpeler alıyor. Kadın heyecanlanıyor, mutlu oluyor.. Kocasının delirdiğini düşünüyor ama umurunda değil, pırlanta kolye de alıyor. Kocası, "Kolye sevmezsin sen ama bunu beğendiysen, alabilirsin" diyor. Kadın zıplıyor, yerinde duramıyor mutluluktan. "Hazırım, kasaya gidelim" diyor kadın. Kocası: "Hayır, hayır bunları satın almayacağız ki" diyor. Karısının yüzü bembeyaz oluyor... - "Tabi almayacağız, bunlara sadece sarılmanı istiyorum!"

HZ İSA
Adam bakmış, küçük oğlu Hz. İsa´nin resmi önünde dua ediyor. - "Tanrım anneme, babama, büyük babama uzun ömür ver. Güle güle anneanne..." Bir anlam verememiş bu duaya... Ancak ertesi gün acı haber gelmiş. Anneanne sizlere ömür... Ertesi hafta adam bakmış çocuk yine duada: - "Tanrım anneme babama uzun ömür ver. Güle güle büyükbaba..." Ertesi gün büyük baba da ölmüş... Bir hafta sonra adam bakmış küçük çocuk yine duada: - "Tanrım anneme uzun ömür ver. Güle güle baba..." Adam ertesi sabah bir hastaneye gitmiş yatmış. Tetkikler, tahliller, kalp elektrosu, röntgen çekimleri... Sapasağlam. Bakmış karısı iki gözü iki çeşme ağlıyor. - "Ne oldu hanım?" - "Bizim postacı", demiş hanım. "Ne iyi adamdı. Bugün haber aldım. Ölmüş!"

SEVİŞME:
Hafif meşrep kadına sorarlar: - "Sevişirken kocanızla konuşur musunuz?" Kadın sırıtarak cevap verir: - "Ararsa neden konuşmayayım?"

EVLİLİK NEDİR
Hoca, evlilik ne demektir? - "Gündüzleri çifte hırlama, geceleri çifte horlama!"

ÇIRILÇIPLAK:
Akşam eve geldiğinde karısını çırılçıplak gören adam; kadının elinden tutup gardoraba götürdü: - "Bak karıcığım giyecek bu kadar çok elbisen varken neden çıplak dolaşırsın ki", diyerek elbiseleri göstermeye başlamıştı: - "Bak sarısı, yeşili, mavisi, pembesi, merhaba müdür bey, eflatunu, moru..."

10 KİŞİ ÖLDÜRMEK
10 kişiyi öldürmekten ömür boyu hapis mahkumu olan adam hapisten kaçar. Kaçarken önüne çıkan bir eve girer ve yataklarında uyumakta olan bir çifti esir alır. Adamı bir sandalyeye, kadını da yatağa bağlar. Bir an etrafına bakınıp kadının üstüne atlar ve boynunu öpmeye başlar. Aradan bir dakika bile geçmez, mahkum yeniden ayağa fırlar ve odayı terkeder. Bunun üzerine adam karısıyla konuşmaya başlar: - "Sevgilim, bu adam yıllardır kadın görmemiş. Boynunu nasıl öptüğünü gördüm. Sanırım geri gelince seninle birlikte olmak isteyecektir. Aman ne derse yap, onu sinirlendirme, sadece memnun olmasını sağla ki burdan sağ çıkabilelim. Unutma ki hayatımız buna bağlı. Dayanıklı ol ve unutma, seni seviyorum!" Kadın bu sözler üzerine gülümser ve sakince konuşur: - "Haklısın sevgilim bu adam yıllardır kadın görmemiş ama o sırada benim boynumu öpmüyor, kulağıma senin çok yakışıklı olduğunu, seni çok beğendiğini söylüyordu. Hemen ardından da bana vazelinin banyoda olup olmadığını sordu. Dayanıklı ol ve unutma, ben de seni seviyorum!"

ÇIPLAK KOŞU
Kadın kocası işteyken sevgilisini eve çağırıyor, ikisi yatakta zevk dolu saatler geçirirken birden kapı çalıyor, bir de bakıyolar kocası eve erken gelmiş... Kadın panik içinde: - "Allahım bu nerden çıktı şimdi! Çabuk al topla kıyafetlerini, camdan atla kaybol!" Adam pencereden aşaği bir bakıyor: - "Hayır atlayamam, deli misin, nasıl yağmur yağıyor görmüyor musun!" Kadın deli gibi koşturuyor: - "Kocam bizi burda yakalarsa ikimizi de öldürür, atlamak zorundasın, hadi, çabuk çabuk!" Böylece adam çaresiz, kıyafetlerini kaptığı gibi camdan atlıyor. Ayağa kalkıp bir de etrafa bakıyor ki bir maratonun tam ortasına dalmış. Bozuntuya vermeden yarışçılarla koşmaya başlamış. Tabi çırılçıplak ve pantolonu gömleği elinde koşan bir tek kendisi olduğu için dikkat çekiyor... Koşuculardan biri soruyor kendisine: - "Siz hep çıplak mı koşarsınız?" - "Ah evet evet... Rüzgarın çıplak tenime değmesi kadar güzel bir duygu yok." - "Ama çıplak koşarken de kıyafetlerinizi hep elinizde mi taşırsınız?" - "Yaaa öyle... Koşu bitince arabama biner, giyinir, eve giderim diye." - "Gerçekten çok ilginç... Peki koşarken hep prezervatif de takar mısınız?" - "Aaa.. şeyy.. sadece yağmur yağdığı zaman..."

ünlü diş hekimi
Ünlü diş hekimi sam ve eşi 50. evlilik yıldönümlerni kutluyorlardı. Sam birden eşine bir soru sordu: - "Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?" - "O da nerden çıktı?" diye sinirlendi eşi, "cevabı öğrenmek istemezsin herhalde" dedi. "İsterim" dedi Sam. "Lütfen anlat." - "Madem öğrenmek istiyorsun, evet, seni üç kez aldattım" diye cevap verdi eşi. "Kimlerdi bunlar?" diye sordu Sam. "İlki" diye anlatmaya başladı eşi "hani sen 30 yaşındaydın ve kendi kliniğni kurmak istiyordun da hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka müdürü eve geldi; hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern aletlerle kliniğini açabildin..." - "Canım benim. Benim için kendini feda ettin demek. Benim sevgili karıcığım" dedi Sam. "Peki ikincisi?" - "Hani 50 yaşında kalp krizi geçirmiştin ya, kritik bir by-pass ameliyatı olman gerekıyordu, hiçbir doktor o cesareti gösteremiyordu. Her an ölebilirdin. Dr. Halery onca yoldan kalktı geldi, ameliyatını yaptı. Sen hayata döndün" dedi eşi. - "Ah benim sevgili karım. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin, öyle mi? Peki üçüncü aldatışın?" - "Hatırlıyor musun, yıllar önce diş hekimleri odası başkanı olmak istemiştin de 247 oy eksikti...´
Evlilik kutsaldır. Bu kutsallığın günümüzde bozulması böyle bir fıkra kategorisini de beraberinde getirmiştir.Tabiki evliliklerin fıkra konusu olmaması hepimizin tercihi ama....
lord35
lord35
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 1785
Kayıt tarihi : 05/08/10
Nerden : izmir

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Evlilik Fıkraları Empty Geri: Evlilik Fıkraları

Mesaj tarafından Bsra ^C^ Cuma 06 Ağus. 2010, 08:16

Of öldüm Smile
Mash xD
Bsra ^C^
Bsra ^C^
Moderatör
Moderatör

Mesaj Sayısı : 1423
Kayıt tarihi : 05/08/10
Yaş : 28
Nerden : muğla/milas

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz